Tuesday, March 27, 2012


  Çanakkale Destanı, tarihin derinliklerin uyanıp, anma günleri ile belleklerimize perçinlenirken,  Anadolu nun orta yerinde yazılan  başka bir destan
"Bu  Vatan Kimin" diye şairin sözünü ettiği coğrafya tam da burası olsa gerek..
Hissedemediğimiz;
     - Tepeler üzerinde  bir gökten, bir göğe haykıran rüzgar
İşitemediğimiz;
       - Zafer sesleri,
Göremediğimiz;
      -İstiklal Abidesi
   Ulusun yüzyıllardır tersine dönmüş kara yazgısının kazanılan zaferlerle mutluluk ve başarıya çevrildiği destanlar yazılan tepe.
4.ncü hafta sonuna geldim gitmeliydim, fakat hava şartları bir türlü geçit vermedi mart ayında bu topraklara ulaşmaya. Meteorolojiden aldığım haber beni mutlu etti. Hava açık, yağış beklenmiyor, gün doğumu 05:56 …İsmet paşanın 06:30 da tepeden gördüğü vaziyet planını Ulu Öndere aktardığı saat' den 34 dk önce gün doğmuş,  sanki zaferi müjdelercesine. Bende hareket planımı  06:30 da tepede olacak şekilde yapıyorum, tan yeri ağrırken yola çıkacağız.
Beşi çeyrek geçiyor doğru bir zamanla ile yoldayız. Hava açık, gecenin karanlığı yerini yavaş yavaş tan yerine bırakmak üzere.Kısa bir yolculuktan sonra "METRİSTEPE" tabelası ile karşılaşmak heyacan verici, ana yoldan ayrıldık bir zaman tünelden geçercesine meraklı bakışlarımızla takip ediyoruz zafere ulaşan yolu. Çepni köyünden sonra rakım yükseliyor, mesafe kısa olduğu için eğimde oldukça arttı. Dönen rüzgar tribünlerinin ışık oyunları arasında, derin bir sessizlik hakim. 1. ve 2. İnönü Savaşlarında düşman saldırılarına karşı Türk askerinin set çektiği savaş alanlarındayız, kahramanca savunulan tepelerde.Bir kontrol noktasında  özel güvenlik birimleri tarafından durduruluyoruz.  Tedirgin olduğumuz bu noktada yapılan açıklama içimizi rahatlatıyor. Aracımız iklim koşullarına yenik düşüyor ve arazi aracı ile devam ediyoruz. Yolun her iki tarafında 2 metreyi bulan kar, bir taraftan da erirken geçit vermez olmuş. Saatimden alamıyorum kendimi. 06:18 Bozüyük karşımda, İnönü kuzey doğuda, Bilecik batıda.  Ulu Önder'e, İsmet İnönü tarafından telgraf'landığı  tepedeyim.Türk ordusu, yurdunu istila etmek isteyen Yunan ordusuna karşı 1 Nisan 1921 sabahı ikinci büyük zaferini ilan ediyordu. 1 Nisan 1921 sabahı Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa, Metristepe’den Mustafa Kemal Paşaya şu telgrafı çekmişti:
“Saat 06.30 sonrasında Metristepe’den gördüğüm durum: Gündüzbey kuzeyinde sabahtan beri direnen, artçı olduğu sanılan bir düşman birliği sağ kanat üzerine dağınık olarak çekiliyor. Yakından kovalanıyor. Bozüyük yanıyor. Düşman, binlerce ölüleriyle doldurduğu savaş alanını silahlarımıza bırakmıştır.
”Büyük Millet Meclisi Başkanı Mustafa Kemal Paşa, kazanılan zafer dolayısıyla: İnönü Savaş Meydanında, Metristepe’de Batı Cephesi Komutanı ve Genelkurmay Başkanı İsmet Paşaya: Siz orada yalnız düşmanı değil milletin makus talihini de yendiniz.”
diye takdir ve tebriklerini bildiriyordu.
Bozüyük, İnönü, Bilecik ışıl ışıldı, kar geçit vermiyordu, güneş hafif hafif kedini gösterirken son fotoğraflarımı da çekiyorum. Eskişehirden 35 km sonra, Bozüyük’e  10 km kala, Metristepe Tabelasından sağa doğru ayrılan yoldan gidebilirsiniz  1294 rakımlı tepeye !
26.000 araç geçerken günde ve eğer sizde dahil oluyorsanız bu rakama, hiç değilse METRİSTEPE tabelasına bakın yüreğinizi, vicdanınızı koyup da. 1921 Kışın da Mehmetçik tam da burada  vatan toprağını koruyordu.
***
Durduk, süngü takmış kafir ayakta,
Bizde süngü yok.
Bir hayret kızıllığı akardı üstümüzden
Dehşetten daha çok.
Durduk, süngüsü düşmanın pırıl pırıl,
Önümüze çıktı bir gündüz bir gece.
Korku değil haşa,
Büyük bir düşünce.









Teşekkürler
Güvenlik Personelleri: Melih ve Orhan
Ulaşım: Ramazan
Yazı, Fotoğraflar ve Düzenleme: Levent KENİR

2 comments:

  1. Levent,

    Tebrik ediyorum seni, bu duyarlılığın takdire şayan. Bu yolda devam et...

    Gökşin Sayer

    ReplyDelete
  2. Değerli site yöneticisi,bloğunuzdaki paylaşımlarınız çok yararlı oluyor ağır ceza avukatı olarak bu paylaşımlardan dolayı teşekkür ederiz.

    ReplyDelete