Wednesday, February 29, 2012

İznik,

  Dört medeniyet e ev sahipliği yapmış, tarih de dört kez başkent olmuş ,  geçmişten günümüze ışık tutan ve hala ayakta olan tarihi dokusu, Çinisi, Gölü,  güzel insanları ile bir kere gelip de ayrılamayacağınız ilçenin de ötesinde bence Marmara bölgesinin en önemli tarihi ve turistik yerleri arasında haklı yerini korumaktadır.
Eskişehir'e 144 km uzaklıkta dır . Güzergah seçimimizi yolunda çok iyi olması nedeni ile ; Bozhöyük, Bilecek, Osmaneli üzerinden İznik rotasını seçtik.
Osmaneli ye geldiğinizde değişen coğrafya var. Yolun her iki tarafında seralar, bahçeler, yol üzerinde bahçelerin önünde satıcılar. Yolun güzelliğini tamamlıyorlar. Araç içindeyken fark ettiğimiz bir ocak dikkatimizi çekmişti. Geri dönüp merakımızı yenmek istedik. Meşe kömürü üzerinde demlenen ve kokusu taze meyve kokularıyla harmanlanmış çay… Kuş sesleri, meyve ağaçları arasında meşe kömürü üzerinde keyif yapmanın hazzını yaşadık.
İzniğe giderken biliyorsunuz ki sizi karşılayacak olan; Tarım, Tarih, Kültür ve Turizm. Planınızı da bu doğrultuda yapın. İznik i bir günde bitiremezsiniz eğer bitirdiyseniz gözden kaçan bir şeyler var demektir.
Tarım sizi daha ilçeye girmeden karşılıyor, molalar öyle kısa olmuyor maalesef. İlçe de ise her yer tarihi eser, açık hava müzesi içersindesiniz. Gözleriniz bir taraf dan Çinilere takılırken göl sizi bekliyor.
Bloğumda yazıyı II bölüme ayırdım. Bu bölümde  İznik'e ulaşım ve Göl manzaraları II. bölümde ise İznik de tarih ve Çiniciliği aktaracağım.
Surların içersinde kalan bir göl, büyüklüğü görsel olarak bir deniz endamında. Göl etrafında çay bahçeleri, sabah erken saat de gelip de yer ayrabilirseniz göl kenarında rahatlıkla günü geçirebileceğiniz masalar, ve kumsalı mevcut.
İznik Gölü, Türkiye'nin 5. büyük gölü, Marmara bölgesinin en büyük gölüdür.

Göl etrafında pansiyonlar mevcut olup hafta sonu için rezervasyonsuz yer bulmanın zor

olduğunu öğreniyoruz.
Fotoğraf meraklıları eğer İznik e gelmediyseniz vakit  kaybetmeyin. Güneş bir başka batıyor

İznik gölünde.

Yemek yemek için ise güzel bir teklifim olacak.  Köfteci Yusuf, damağımda kalan o lezzeti

unutamıyorum. 4 Katlı bir işletme , tertemiz, kaliteden ödün vermeyen hizmet anlayışı.

Köy ekmeğini bandırarak başlıyorsunuz sıkma zeytinyağı ile soslandırılmış acı sosa ve yanında

piyaz arkasından siz bilirsiniz, ister köfte , isterseniz kül bastı...

Doyum olmadı İznik'e, aklınız buralarda kalmadan ayrılamıyorsunuz. Birinci bölümü

sonlandırırken sizi gün batımı fotoğraflarıma bırakıyorum.











                                                   Yazı ve Fotoğraflar: Levent KENİR

No comments:

Post a Comment